Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, no.50, pp.115-124, 2020 (Peer-Reviewed Journal)
The aim of the present paper is to reveal how Penelope Fitzgerald (1916-2000), the well-known English writer, employs defamiliarization
device in her second novel The Bookshop (1978). Penelope Fitzgerald is mainly known for her distinctive and elegant style, called by many
critics the “quiet genius” of the late twentieth-century English fiction. She can also be called the master of the uncanny, or ostranenie (making
it strange), asthe Russian formalist Viktor Shklovsky defined it. Penelope Fitzgerald brings quite new and original interpretationsto the familiar
concepts like morality, courage, kindness, help and hope. Through the literary concept of defamiliarization, the reader gains a new awareness
of these issues. In her novels, essays, reviews and letters, she surprises the reader by defamiliarizing these well-known notions, loading them
with new meaning and surprising the reader with the newly discovered truths which had always been there unnoticed by readers. By doing so,
Penelope Fitzgerald’s aim isfar from lifting the readers’ hearts. On the contrary, she triesto draw their attention to the life without any illusions,
life “as it really is.”
Bu makalenin amacı, tanınmış İngiliz yazar Penelope Fitzgerald’ın (1916-2000) Sahaf’(1978) isimli ikinci romanında yabancılaştırma
tekniğini kullanma şeklini analiz etmektir. Birçok eleştirmen tarafından geç yirminci yüzyıl İngiliz romanının “sessiz dâhisi” olarak anılan
Penelope Fitzgerald, kendine özgü ve zarif tarzıyla bilinmektedir. Ahlak, cesaret, nezaket, yardım etme ve umut etme gibi aşina olduğumuz
kavramlara oldukça yeni ve özgün bir yorum kazandırmasından dolayı esrarengiz, ya da Rus formalist Viktor Şklovski’nin ileri sürdüğü
ostranenie kavramının ustası olarak da bilinir. Edebi bir kavram olan yabancılaştırma tekniği yoluyla, okuyucu bu gibi kavramlara yeni bir
farkındalık kazanır. Romanlarında, denemelerinde, incelemelerinde ve mektuplarında aşina olduğumuz bu kavramları yabancılaştırarak ve
onlara yeni anlamlar yükleyerek gözlerden kaçmış saklı gerçeklerle okuyucuyu şaşırtır. Penelope Fitzgerald bunları yapmak suretiyle okura
haz vermenin ötesine geçerek okurun dikkatini illüzyonsuz, “olduğu gibi” bir hayata çekmeye çalışmaktadır.