The research focuses on the phenomenon of digital violence, which is considered as a brand- new type of violence emerging from the developing opportunities and conditions of contemporary risk societies. Digital violence is seen as one of the many ways for people to express themselves in the new contact areas developed by modern society due to the breakdown of traditional social connections. In this mixed-method study, it was aimed to investigate the experiences of individuals who experienced digital violence as perpetrators or victims by using structured and semi-structured forms and to shed light on the causes and effects of these experiences. While determining the digital platforms where individuals experience digital violence most frequently and the nature of these violent behaviors, suggestions for preventing these behaviors were also collected in this context. In order to prevent digital violence and ensure digital security, participants suggested that users should refrain from sharing their personal information online, report acts of violence to the relevant platform authorities and contact the police if necessary. They also suggested that criminal sanctions for such acts should be increased, and that civil society organizations, universities and other institutions should promote practices that support raising awareness about such acts of violence.
Araştırma, çağdaş risk toplumlarının gelişen imkân ve koşullarının ortaya çıkardığı yepyeni bir şiddet türü olarak kabul edilen dijital şiddet olgusuna odaklanmaktadır. Dijital şiddet, geleneksel sosyal bağlantıların kopması nedeniyle modern toplumun geliştirdiği yeni temas alanlarında insanların kendilerini ifade etmelerinin birçok yolundan biri olarak görülmektedir. Karma yöntemle gerçekleştirilen bu araştırmada, dijital şiddeti fail ya da mağdur olarak tecrübe eden bireylerin deneyimlerinin yapılandırılmış ve yarı-yapılandırılmış formlar kullanılarak sorgulanması ve bu deneyimlerin nedenlerine ve etkilerine ışık tutulması amaçlamıştır. Bireylerin dijital şiddeti en sık yaşadıkları dijital platformlar ve bu şiddet davranışlarının niteliği belirlenirken, bu davranışların önlenmesine yönelik öneriler de bu kapsamda toplanmıştır. Katılımcılar, dijital şiddetin önlenmesi ve dijital güvenliğin sağlanması için kullanıcıların kişisel bilgilerini çevrimiçi ortamda paylaşmaktan kaçınmaları, şiddet eylemlerini ilgili platform yetkililerine bildirmeleri ve gerekirse polise başvurmaları gibi önerilerde bulunmuşlardır. Ayrıca, bu tür eylemler için cezai yaptırımların artırılmasını ve sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve diğer kurumların bu tür şiddet eylemleri konusunda farkındalık yaratmayı destekleyen uygulamaları teşvik etmesini önermişlerdir. Araştırma, yaşadığımız risk toplumunda yeni bir deneyim olan dijital şiddet hakkındaki bilgi birikimine katkıda bulunması ve dijital şiddet sorununa çözüm önerileri sunması bakımından önemli görülmektedir.