ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ KAYNAK GERİ KAZANIMIULUSLARARASI KONGRESİ17-18 ARALIK 2020İSTANBUL www.muhendislikmimarliktasarimkongresi.org6TH INTERNATIONAL CONGRESS ONENGINEERING, ARCHITECTURE AND DESIGN, İstanbul, Turkey, 17 - 18 December 2020, pp.810-813
Şehir planlamasında yer seçimi önemli bir kavramdır. Bu kavramın önemi meydana gelen depremlerde
oluşan yer ve yapı hasarlarından anlaşılmaktadır. Çoğu zaman oluşan yapı hasarlarının yapı kaynaklı
olduğu belirtilmektedir. Ancak hasar oluşumunda tek parametre yapı hataları değildir. Yapı hatalarına
ek olarak yanlış yer seçimi de hasarın artmasına neden olmaktadır. Ülkemizde yer seçimleri genellikle
mikro-bölgeleme çalışmaları neticesinde yapılmaktadır. Mikro-bölgeleme çalışmaları genel olarak
30 m derinliği kapsamaktadır. Ancak deprem dalgalarını temel olarak yönlendiren derin yeraltı yapılarıdır.
Derin yeraltı yapılarının yanal ve düşey yönde yapısının belirlenmesi makro-bölgeleme olarak
düşünülebilir. Derin yeraltı yapılarının ortaya konulabilmesi için Jeofizik yöntemler uygulanması gerekmektedir.
Jeofizik yöntemler ile yere zarar vermeksizin derin yeraltı yapılarının yanal ve düşey yönde
iki ya da üç boyutlu olarak belirlenmesi mümkündür. Bu derin yeraltı yapılarının belirlenmesi deprem
dalgalarını yönlendirmesi açısından önemlidir. Örneğin fizik biliminden bildiğimiz iç bükey aynalar
ışığı toplar iken dış bükey aynalar ışığı dağıtmaktadır. Buna benzer şekilde yer içerisindeki senklinal (iç
bükey) şeklinde bir taban topografyasının olması ve üzerinin sediman ile örtülmesi durumunda deprem
dalgaları yer içerisinde yayılırken bu senklinal taban topografyası tüm dalgaları yüzeyde sedimanın ortasında
odaklayacaktır. Odaklama yapan bölgede deprem dalgaları daha yüksek kuvvetler ile zemini
etkileyecektir. Dolayısıyla yerleşim yeri seçiminde odaklama bölgeleri tercih edilmemesi gerekmektedir.
Bu yüzden derin yeraltı yapılarının topografyası deprem dalgalarını yönlendirmesi açısından önemlidir.
Sonuç olarak şehir planları yapılırken derin yeraltı yapı modellerinin ortaya konulması ve yer seçimi
için öncelikli olarak bu modellerin önerdiği yerleri yerleşime uygun alanlar olarak belirledikten
sonra mikro-bölgeleme çalışmalarının yapılması daha uygun olacaktır.