Beykoz Sempozyumu, İstanbul, Turkey, 27 - 29 November 2020, pp.56-58
Ekonomisi genellikle tarımsal üretime dayalı olan Osmanlı İmparatorluğu’nda öne çıkan bir diğer sektör olarak da sanayi, daha çok küçük imalat ve
lonca meslek gruplarına bağlı olarak atölyeler şeklinde çalışmaktaydı. Osmanlı’da 18. yy.’ın ilk çeyreğinden başlamak üzere sanayileşme çabaları başlamış
(özellikle 19. yy.’da) ve işletmeye açılan sanayi tesisleri daha çok devlet işletmeleri şeklinde kendini göstermiştir. Makine ve teçhizatı çoğunlukla yurtdışından getirilerek Fabrika-ı Hümayun ismiyle kurulan fabrikaların hemen tamamı öncelikle ordunun ve payitahtın ihtiyaçlarını karşılamak üzere hizmete
açılmıştır. Kaynaklardan 19. yy.’da devlete ait kurulan fabrika sayısının 150 ile
160 arasında olduğu ve bu fabrikaların da yaklaşık % 65’inin İstanbul ve yakın
çevresinde kurulduğu bilinmektedir. Bu dönemde İstanbul ve çevresinde hizmete açılan işletmelerin yaklaşık %15’i İstanbul’un nispeten uzağında Beykoz
ve çevresinde kurulmuştur. Bu çerçevede araştırma alanı olarak belirlenen ve
İstanbul’un güzide ilçelerinden biri olan Beykoz, 19. yy. başlarından itibaren
devlet eliyle fabrikasyon işletmelerin açıldığı ve yoğunlaştığı önemli alanlardan biri olmuştur. Osmanlı Dönemi’nde sanayi tesislerinin Beykoz’da kurulmasında; buradaki Küçüksu, Göksu, Çubuklu, Riva, Tokat gibi derelerin taşıdığı
önemli miktarda su varlığının, bu derelerin taşıdığı ve biriktirdiği kil oranı yüksek, kırmızı renkli alüvyonların, neojen yaşlı silis ocakların ve çevredeki ormanlardan sağlanan odun ve kereste varlığının etkisi göz ardı edilemez. Bu su ve
hammadde kaynakları varlığı ile dönemin yetkililerinin Beykoz’u tercih etmeleri, burada sanayi açısından bir başlangıcı oluşturmuş ve Beykoz, İncirköy, Çubuklu, Paşabahçe imalathanelerin ilk kurulduğu semtler olarak belirmiştir. Bu
kapsamda 19. yy.’ın başlarında III. Selim döneminde Beykoz ve çevresinde ilk
kurulan fabrikalar; Beykoz Kâğıthanesi (1802-1804), Beykoz Çuha Fabrikası
(1805), Beykoz-İncirköy Cam ve Porselen Fabrikası ve Beykoz Deri ve Kundura Fabrikaları olmuştur. Daha sonra II. Mahmut döneminden sonra gerek devlet eliyle, gerekse özel teşebbüs ve yabancı ortaklıklarla Beykoz ve çevresinde
çeşitli sektörlerde sanayi işletmeleri açılmıştır. Bu tesislerin bazıları çeşitli sebeplerle çok uzun ömürlü olamamış, bazıları da Cumhuriyet sonrası neredeyse günümüze yakın bir zamana kadar işletmeye açık kalabilmiştir. Cumhuriyet
sonrası Üsküdar’a bağlı bir kasaba görünümünde olan Beykoz, 1930 yılında
ilçe statüsü kazanmıştır. İlçe, 1935 Genel Nüfus Sayımı verilerine göre 21308
nüfusa sahip iken, bu değer gerek kırdan kente, gerekse yurtdışından göçlerle
2019 yılında 248260’a yükselmiştir. Bu nüfus artışında çalışma konusu olan
sanayi ve sanayileşmenin de payı oldukça önemli bir boyuttadır. Bu çalışmanın
amacı, Beykoz İlçesi’ndeki sanayileşmenin tarihsel gelişimini ve bu gelişimin
nedenlerini, yapısını ve sektörlerin dağılımını belirlemektir. 2017 yılı verileri itibariyle ilçede; başta Dokuma, giyim eşyası ve deri sanayi, Taş-Toprağa dayalı
sanayi, Gıda, içki ve tütün sanayi ve Kimya, petrol, kauçuk, plastik sanayileri
olmak üzere çeşitli sektörlerde 123 sanayi işletmesinde toplam 6914 kişi çalışmaktadır. Çalışmada veri kaynağı olarak, tarihi belge ve dokümanlar, bildiri,
makale ve kitaplar ile İstanbul Sanayi Odası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi,
Türkiye İstatistik Kurumu ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan elde edilen veriler kullanılmıştır.
Anahtar Kelimeler: İstanbul, Beykoz, Sanayi, Sanayileşme